Kıymetli bulduğumuz ve herkesin okumasında, kendine çevreye politik bakış açısına çok şeye katabilecek bir makale niteliğinde alıntı olduğunu düşünüyoruM.
KAPİTALİZME EN BÜYÜKMEYDAN OKUYUŞ; ZANAATÇILIK
Yeni kapitalizmin kültürüne karşı koyabilcek üçüncü değer, zaanatçılıktır.Yeni kapitalizmin kültürüne en radikal meydan okumayı temsil eder fakat politikada tahayyül edilmesi en güç olandır.
Zanaatçılık,Kabaca yorumlandığında,bir şeyi o şeyin kendisi için iyi yapma arzusudur.Bütün insanlar birşeyi iyi yqapmanın verdiği tatmini yaşamak ve yaptığı şeye inanmak ister. Ama yeni düzen iş. eğitim,siyaset alanlarında bu arzuyu,tatmin etmez edemez. Yeni iş dünyası, bir şeyi o şeyin kendisi için iyi yapma arzusunun bir insanın yaşantısında yıllar yada on yıllar içinde kök salmasıan izin vermeyecek kadar hareketlidir. İnsanları hareketli işler için eğiten eğitim sistemi derine inme yerine kolaylığı tercih eder.Siyasi reformcu,yeni kültürü özel kurumlarda taklit ederek,yaptığı şeyle övünen ve onu sahiplenen bir zaantçıdan çok,sürekli yeni şeyler arayışında olan bir tüketici gibi davranır.
Zanatçılık,yeni iş ve eğitim kurumlarının ve de siyasi kurumların gerektirdiği idealleştirilmiş benliğe meydan okur.Bu,değişim konusunda usta bir benliktir,bir süreç ustasıdır.Abraham Moslow gibi psikologlar başlangıçtan bu benlik idealine hevesli,deneyime açık,büyüme kapasitesine sahip bir potansiyel güçler benliği olarak tanıtıp övmüşlerdir.Bir idealleştirilmiş benliğin aslında gerçek ve apaçık güçleri vardır ve zaanatçının alanı daha küçük ve daha korunaklıdır. Bir şeyi doğru yapma endişesi benliğin takıntılı unsurlarını harekete geçirir; birşeyi iyi yapmak, o zaman, bencilce bir sahipleniciliğe yol açabilir.Rekabet, Zanaatçılığın yabancı olduğu bir şey değildir ve iyi zanaatçı, ister bilgisayar programcısı olsun, ister müzisyen,ister marangoz olsun. yetersiz oalanlara ya da sadece o kadar iyi olmayanlara karşı bile son derece hoş görüsüz olabilir.
Tüm bu sebeplerden dolayı zanaatçılık, yeni kültürü idealleştirilen işçisinsinde, öğrencisinde ya da yurttaşında eksik olan bir değere sahiptir: bağlılık. Bu, takıntılı ve rekabetçi zanaatçının bir şeyi iyi yapmaya kendini adayabilmesinden çok, yaptığı şeyin nesnel değerine inandığı anlamına gelir.Bir insan. ancak ve ancak,kendi arzularaı dışında, hatta başkalarının vereceği ödüller alanı dışında duran bir objektif standarda inanıyorsa bir şeyin ne kadar iyi yapıldığını tarif etmek için " doğru ve düzgün" sözcüklerini kullanabilir. Nir şeyi, size hiçbirşey kazandırmasa da doğru yapmak,hakiki zanaatçılığın özüdür. Ve ancak menfaat gözetmeyen böyle bir bağlılık insanları duygusal olarak kuvetlendirebilir-en azından ben böyle düşünüyoru; aksi halde insanlar hayatta kalam mücadelesinde yenik düşerler. Yeni kapitalizmde bağlılığın,kurumsal sadakat açısından bakıldığında, niçin giderek daha az bulunur hale geldiğini zaten görmüştük. Bunun aksi akıl dışı olurdu-sana hiçbir söz vermeyen bir kuruma nasıl bağlanabilirisin? Bağlılık,yeni kültürün yetnek reçetesin de sakıncalı bir malzeme. Kendini adamak, zihinsel hareketliliğe ters düşer; yetenek,sorunu bulma değil sorunu çözme egzersizi olan SAT'de olduğu gibi, işlem tekniğine odaklanmıştır. Bu,kişinin gerçeklilikle ilgisinin kendi kontrolü dışında kesildiği anlamına gelir.
Bağlılık süeç-olara-benlik konusunda daha derin bir soru atar ortaya. Bağlılık kapanmayı, yani tek bir şey üzerinden yoğunlaşma uğruna olasılıklardan vazgeçmeyi gerektirir. Bir fırsatı kaçırabilirisiniz. Oys, ortaya çıkmakta olan kültür bireyler fırsatları kaçırmamaları yönünde muazzam bir baskı uyguluyor. Kültür, kapanma yerine feragati-özgür olmak için bağları, özelikle zaman içinde geliştirilmiş bağları koparmayı-nasihat ediyor.
Bu yüzden, bu sayfalarda incelemeye çalıştığım şey bir paradokstur: Giderek daha da yüzeyselleşen bir kültür vasıtasıyla kazanılmış iktidarın oluşturduğu yeni bir düzen. İnsanlar yaşama ancak ve ancak bir şeyi o şeyin kendisi için iyi yapmaya çalışarak demir atabildiğine göre,iş yerindeki okullardaki ve siyasetteki yüzeyselliğin zaferi bana kırılgan görünüyor. Bize bir sonraki temiz sayfayı açacak olan belki de aslında bu zayıflatılmış kültüre isyan etmek.
Bu yazı , "YENİ KAPİTALİZMİN KÜLTÜRÜ" adlı kitaptan alınmıştır. Yazı Richard Sennett' e aitir. Kitap Ayrıntı yayınlarında çevirisi ve basımı yapılmıştır.
0 yorum:
Yorum Gönder